25 Ekim 2011 Salı

ACCESS THE BARS SINIFLARI

Realitelerimizin ne kadarı yargılardan programlamalardan oluşuyor? Access Bilinçlilik Sistemi’nin dinamik araçlarını kullanarak size ait olmayan her şeyi bırakır, kendiniz olur, değiştirmek istediğiniz her şeyi değiştirerek farklı olasılıklara kapı açarsınız.
Realitenizi farkındalıkla yaptığınız seçimlerle yeniden yaratmaya hazır mısınız?



ACCESS THE BARS

Access Bilinçlilik Sistemi’nin başlangıç çalışmasıdır. Başımızda yaşamımızın farklı yönleriyle bağlantı halinde olan 32 enerji noktası vardır,  bu noktalar “The Bars” olarak adlandırılmaktadır. Bu noktalar düşünceler, fikirler, davranışlar, kararlar ve inançlar gibi sahip olduğumuz her konuda elektromanyetik bileşenler depo ederler. Örneğin para konusunda önem verdiğiniz her düşünce para olarak adlandırılan noktada depolanmaktadır.
Bu noktalara yapılan yumuşak dokunuşlarla noktada kilitlenmiş enerji temizlenir ve yaşamımızda bu konuyla ilgili sabit bakış açılarınızdan kurtulursunuz. Bu noktalarda kilitli kalan her düşünce, fikir, davranış, karar veya inançlar kilitli enerjiyi daha da güçlendirerek bu alandaki tüm değişim kapasitenizi kısıtlar. Kilitli bu enerjinin değişimi için en basit ve kolay yöntem kilit noktalarına (Bars) dokunmaktır. Bu dokunuşlar yaşamınızda pek çok şeyi kolaylıkla değiştirecektir.

Bars Sınıflarında bilinçaltı temizlenmesiyle ilgili Sözel Süreçleri deneyimliyor ve başımızda yer alan 32 Enerjetik Noktanın yerlerini farklı görsel yöntemler kullanarak öğreniyoruz ve çok eğleniyoruz.


Yer: İstanbul Kalamış

Tarih: 30.10.2011 Pazar

Saat: 10:30— 18:00





Daha detaylı bilgi ve kayıt için e-posta ile ya da 0532 732 4861 no.lu cep telefonumdan bana ulaşabilirsiniz.

Bundan daha iyi nasıl olur?

Bilince Erişim
Canan



22 Ekim 2011 Cumartesi

Yaşamak için mi yiyor sunuz? Yemek için mi yaşıyor sunuz?

Yemek yemeyi her zaman çok sevmişimdir. Şu veya bu şekilde yemeğe olan takıntımın olmadığı zamanı hatırlamıyorum. “Akşam yemeğinde ne var?” sorusu “ Bundan daha alabilir miyim?” ve “ Tatlı olarak ne var? “ sorularıyla birlikte benim favori sorumdu,
Yediğimiz yemeğin türü ve miktarı annem tarafından sıkı bir şekilde control edilirdi. Her kişinin bir porsiyonu vardı ve yiyebileceğiniz ancak o kadardı. 13 yaşındayken beni diyete soktu ve iyi gıda ve kötü gıda hakkında bilgiler öğrenmeye başladım. İlk diyetimde yeteri kadar başarı sağlayamadm, çünkü her okul dönüşü  arkadaşlarımla birlikte patates kızartması ve cola için mola veriyorduk.


Her ne kadar diyetin faydasını görmesem de, diyete ihtiyacım olduğu bunun yanısıra iyi gıdaların ve kötü gıdaların var olduğu fikri üzerime yapışmıştı. Gıda ve yemek çevresindeki her şey yargılanabilir hale gelmişti. Plan yaptım ve kendimle çekişmeye başladım.  Kötü gıda yediğim her keresinde kendimi azarladım. Gıda ve yemekle ilgili ödül ve ceza döngüsü içine girdim. Deliler gibi diyet yaparak bir miktar kilo verdikten sonra sofra alemleri yaptım.
Her hangi bir uzmandan iyi gıda, kötü gıda hakkında mutlaka fikir almak zorunda olmadığım asla aklıma gelmedi. Bilmem gereken görüş bedenim için en uygun olan şeyin, bana bunca zamandır söylenenlerle aykırı olduğu görüşü olmalıydı. Peki siz ne düşünüyor sunuz? Bu anlattıklarımdan herhangi bir tanesi size tanıdık geliyor mu? Uzmanların sizin ve bedeniniz için neyin doğru olduğu kararını siz de satın aldınız mı?




Şimdi size uzmanların ve hastaların gıda hakkında bana söyledikleri doğrulardan bir kaç örnek vereyim;
-Şeker sizin için yararsızdır.. ( İşte bu çok enteresan çünkü hastaneye gittiğinizde size glükoz (saf şeker) verirler )
- Tuz sizin için yararsızdır. ( Bende düşük tansiyon var ve öğrendim ki giderilmesine  yarayacak yöntemlerden biri bol bol tuz yemek. İlginçtir doktor da daha sonra bunun iyi bir fikir olduğunu teyid etti.)
- Yumurta sizin için yararsızdır. (Farkında mısınız doktorlar şimdilerde hafta da birkaç yumurta yemenizi tavsiye etmektedir.)
- Akşam saat 18:00 den sonra yememelisiniz. ( Öyle ise neden Fransa ve İspanya da herkes ölü değil ya da ölmüyor. ) Ana fikri algıladınız. İyi gıda ve kötü gıda hakkındaki bütün doğrular birilerinin kendi bakış açılarıdır.
“Eee peki bütün o bilimsel araştırmalar ne olacak?” diye sorabilirsiniz. Lütfen soru sormaktan vazgeçmeyin. Sorun: Bu çalışmalar da kimler vardı? Hangi derecedeki sonuçları kayda değer buldular? Ve… neden birisi için doğru olan benim içinde doğru olmak zorunda? Ya bedeninizin araştırmaların bizi yönlendirdiği ve uzmanların önerdiklerinden farklı bir şeye ihtiyacı varsa? Ya bedeniniz sadece onu dinlemeyi öğrendiğinizde size neye ihtiyacı olduğunu söyleyecek kadar zeki ve yetenekli ise? Bu siz ve bedeniniz için bir şeyleri değiştirir miydi?

Gıda ve yemek hakkında başkalarına ait bakış açısı gerçeğini kaptınız mı?


Aşağıdaki testi yaparak kendi bakış açılarınızla hangi noktadasınız çabucak kontrol edin.


      1. Bedeninizi hiç diyet veya rejime zorladınız mı?
2. Uzmanların gıdalar ve yemek ve bedeniniz hakkında söylediklerinin mutlaka doğru olduğuna inandınız mı?
3. Bedeninize ne yemekten hoşlanacağını sorar mısınız?
4.  Gıda ve/veya yemek hakkında çelişkiye düştüğünüzü hisettiğiniz oldu mu?
5.  İyi ve kötü gıdaların (yararlı ve yararsız gıdaların) var olduğuna inanıyor musunuz?
6.  Aldığınız gıda miktarını hiç kontrol etmeyi denediğiniz oldu mu?
7.  Gıda hakkında hiç takıntınız oldu mu?
8.  Yarasız gıda yediğinizde veya gereğinden fazla yemek yediğinizde hiç kendinizi yargıladınız mı?
9.  Kendinizi bedeninizden kopmuş mu hissediyorsunuz?
10.Bedeninizi aldığınız gida miktarı dolayısıyla kontrol ettiğiniz bir şey olarak mı görüyor sunuz?


Sonuç:
Yukarıdaki sorulara 3. Soru hariç evet cevabı veriyorsanız, gıda ve yemek hakkındaki bütün bakış açılarınızı tamamen yenilemeniz gerekmektedir.

Bundan daha iyi nasıl olabilir?
Bilince Erişim 
Canan


Bu makale Sertifikalı Access Facilitator Marliyn Bradford tarafından yazılmıştır. Makale Access Consciousness Resmi Blog Sayfasından sadeleştirilerek tercüme edilmiştir. Yazının aslına http://access-consciousness-blog.com/2011/06/are-you-eating-to-live-or-living-to-eat/ linkine tıklayarak ulaşabilirsiniz.

8 Ekim 2011 Cumartesi

ACCESS FOUNDATION AND LEVEL 1 SINIFLARI

Hayatın konularına farklı bir perspektiften bakmak nasıl olurdu? Peki konulara farklı bir açıdan bakmakla herhangi bir şeyi kolaylıkla değiştirebileceğinizi biliyormusunuz?
İşte pek çoğumuzda eksik olan bilgi budur.....
Yaşamınızda karşlılaşmakta olduğunuz sorunlar, güçlükler ve kısıtlamalar sizin, gerçekte olduğunuz sonsuz varlık olarak hareket etmenize engel olurlar.
Bu bilgi size hayatınızda değiştirmek istediğiniz ancak bir türlü nasıl yapacağınızı çözemediğiniz herhangi bir şeyi hatta her şeyi değiştirmenize olanak sağlar..
Bu bilgi size sonsuz varlık olarak  hareket etme imkanı verir.
Access Foundation ve Level 1 sınıfları ve bu sınıflarda anlatılanlar aslında gerçekte olduğunuz sonsuz olasılıklara adım atmanızı kısıtlamakta olan her ne varsa  bunlara ait kilitleri açmakla ilgilidir.




Yer: İstanbul / Kalamış

Tarih: 13,14,15,16 Ekim 2011
(Perş., Cuma, C.Tesi, Pazar )


Ders Saatleri: 10:00— 18:00

Daha detaylı bilgi ve kayıt için e-posta ile ya da 0532 732 4861 no. lu cep telefonumdan bana ulaşabilirsiniz.

Bundan daha iyi nasıl olabilir?

Canan