29 Aralık 2015 Salı

Farklı Ses...

Kasım 2015 benim için çok yoğun değişim ve dönüşümün ivme kazandığı inanılmaz eğitimlerin içindeydim. Bunların ilki Dr. Dain Heer in 2. kez katıldığım SOP sınıfıydı. Yani sonsuz olasılıklar senfonisi adlı bu sınıf alanımı, olasılıklarımı, gücümü, farkındalığımı ve yaratıcılığımı  kim bilir ne kadar arttırdı ki, bunu sürekli görebiliyorum. Dersin üzerinden neredeyse 1,5 ay kadar süre geçti. Açılım her an sürekli olmakta, oluyor ve olmaya devam edecek.. Nereden mi biliyorum? Olaylar karşısında tepkisizliğimden  yani, daha fazla izninde olmaktan, ya da olaylar karşısında hızlıca değişim kapasitemin kolaylıkla devreye girmesinden. Kısaca daha fazla kendimim. Başka neler mümkün diyorum?
Aynı ay içerisinde katıldığım 2. sınıf Muhteşem Blossom Benedict in sınıfı Senin İçin Doğru Ses idi. Bu sınıfı ne kadar çok yaptığımı bilemedim. Bu sefer benim için inanılmaz bir şey oldu. Benim için son derece zor olan şeyi alıp kabul etmenin hafifliğini ve eğlencesini yaşıyorum. Sesimin ufaklığından hayatım boyunca şikayetçi olup, onu daha fazla nasıl yaparım ile ilgili idim. Tümüyle izninde olmaya izin verememiştim. Bu aklıma bile gelmiyordu. Herkesten farklı bir sese sahip olmak bana göre yanlıştı. Dersin tanıtımı başladı ve bir farkındalık  geldi. İzninde olabilme, sonrası tebessüm ve coşku..sınıf bittiğinde ufak sesimin tadını çıkartıyordum :))  Ufak sese sahip olmanın nasıl bir hediye olduğunu fark ettiğimde neredeyse gözlerim dolu doluydu.  Ya fısıltıya sahip olmak ya yanlışlık değilse? Beni duyabilmek için insanlar belki de daha fazla kulak kabartmayı isteyebilir ki, bu tamamıyla an da ve şimdide kalmalarını sağlayabilir. Böylece dinlemeyi bilebilirler :)) Genelde herkes konuşur, dinlemez ya… Kim bilir belki birilerine fısıltıyla bir şey anlatırken onları derin sessizlik içinde ve  farklı bir realitenin içine almak için güzel bir davet olabilirim.
Sadece enteresan bir bakış açısı ve bir seçim. Belki bir gün bunu değiştirmeyi seçerim. Şu an fısıldamanın birazcık tadını çıkartmakla ilgiliyim.
Eğlenin ve Kendinize iyi davranın.
Canan Bekdik

10 Ocak 2013 Perşembe

YA BEDENİNİZLE İLGİLİ HER ŞEY SADECE İLGİNÇ BİR BAKIŞ AÇISIYSA?


Pek çoğumuzun bedenlerimizle olan ilişkisi ne kadar ilginçtir değil mi? Gittiğimiz her yerde bize eşlik ederler ve dünyada yaptığımız her şeyi mümkün kılarlar, ancak bizler bedenlerimizi her fırsatta görmezden gelir ve kötüleriz, onun bize çaresizce göndermeye çalıştığı mesajları dikkate almayız.
Ama bir gün gelip ağrı ya da dikkatimizi çeken belirtiler yarattıklarında hemen bedenimizde bir şeylerin korkunç derecede yanlış gittiği ve belirtilerden derhal kurtulmamız gerektiği sonucuna varırız. Ortaya çıkan şeyin, bedenimizin dikkatimizi çekmek için umutsuz atılımları olduğunu neredeyse yanlış algılamanın esiri olarak bedenimizi tamamıyla görmezden geliriz.
Access Consciousness™’ un önemle vurguladığı on yönlendirmeden ikincisi “Her şey ilginç bir bakış açısıdır” ı bu duruma uygularsak nasıl olur bir bakalım. Ya bedenimizde ortaya çıkan her şey sadece ilginç bir bakış açısıysa? Bu bedenimizle daha farklı bir gerçeklik, belki de bedenimizle daha faydalı bir işbirliği yaratır mıydı?  

Kesinlikle, bedenimizde oluşmasından hoşlanmayacağımız şeylerin değişmesini kolaylaştırır. Peki, neden kolaylaştırır?  Bedenimiz farkındadır, bilinçlidir ve zekidir, tıpkı bizlerin olduğu gibi, sadece sürekli olarak kendi bildiklerinin üstesinden geldikleri zihinleri yok. Tıpkı hayvanlarda olduğu gibi, kendimizi bedenlerimizden daha bilinçli var sayıyoruz, çünkü bedenlerimiz konuşmuyor ve düşünmüyor ama biz bunları yapıyoruz. Peki, bu varsayım gerçekten doğru mu? Yoksa bedenimiz tıpkı tsunami esnasında Tayland da onları 30 yıldır aynı yerde tutan yerdeki direkleri kaldıran çünkü oluşan tsunaminin eğer o direkleri kaldırmazlarsa plaja gidip bedava balık yakalamaya çalışan insanlardan çok daha kolayca boğulmalarına neden olacağının farkında olan fillerde olduğu gibi farkında mı?
Yargılama yaptığımızda – ki bu durum ilginç bir bakış açısı olmanın tam tersidir – yargıladığımız şey neyse değişmeyecektir. İnanmıyor musunuz? Birisi sizden sevmedikleri nedeniyle bir şeyi, herhangi bir şeyi değiştirmenizi talep ettiğinde değiştirmeye ne kadar istekli olursunuz? Yoksa genç ya da iki yaşındaki biri gibi topuklarınızı yere kazıyıp onları ilginç bir bakış açısı noktasına ki bu nokta seçme özgürlüğüne sahip olacağınız noktadır, gelmelerine ya da getirinceye kadar direnir misiniz? İnsan doğasının bu eğilimi, yargılanan bir şeyi değiştirmeye gösterilen direnç, çok uzun süredir gözlemlenmiştir, psikolojik olayların bir bütün veya biçim olduğunu savunan psikologlardan biri olan Fritz Perls bu durumu “ değişimin paradoksal teorisi” olarak adlandırmıştır.
Bu durumun bedeninize uygulanabileceğini tahmin eder miydiniz? Kim bilebilir? Bedeninizle ilgili olarak herhangi bir şeyi değiştirmek için, arzu edilmemiş bile olsa, her şeyden önce bedeninizle ilgili yargıyı bırakıp bedeninizin talepleriniz doğrultusunda neyi yarattığı hakkında yalnızca ilginç bir bakış açısı diyeceğiniz noktaya gelmeniz gerekir.
Bedeniniz talebiniz doğrultusunda arzu edilmeyenleri nasıl yaratır? Bedeninizin kıvrak, sağlıklı, esnek ve iyi derecede fonksiyonel olmaktan başka bir şey olmayı mı temenni ettiğini düşünüyorsunuz? Bunu temenni etmiyor. Bunu kontrol etmek ister misiniz? Bedeninize ne kadar yaşamak istediğini sorun! Aşağı yukarı 100 yıl? 300? 400? Eğer gittikçe daha hafif hissettiriyorsa rakamı arttırmaya devam edin. 
O nedenle eğer bedenimizin hoşlandığı şey buysa beden hangi nedenle dejenere olup, parçalanıp, ölüyor? Bunun nedeni bizlerin bedenimize zorla kabul ettirmeye çalıştığımız kısıtlamalardır. En akıllı hareketimiz değilse de en azından çok yaygın bir hareket olduğunu söylememiz gerekir.

Öyle ise bedenimize ilginç bir bakış açısıyla yaklaşacak olsak bu neye benzerdi? Değiştirmesi kolay olabilirdi! 3 günlük arayla ilk ve ikinci Level 2&3 Sınıfına katılan bir kadın katılımcımız iki sınıf arasında 2 beden düşmüş, bunu bedenine soru sorarak yaklaşımda bulunarak başarmış örneğin “ Beden, kollarımdaki bu sarkıklığı değiştirmek neye mal olur?” sorusu bunlardan biriymiş.
Bedenimizde oluşan her şeye sadece ilginç bir bakış açısı yaklaşımda bulunsak uzmanların ve tıp doktorlarının görüşleri şimdi olduğu gibi üzerimizde ağır bir baskı oluşturur muydu? Ya her teşhis geri dönüşü olmayan gerçek beyanı olmak yerine bedenimizin dikkatimizi çekmek üzere aldığı ilginç bir bakış açısı ise? Bedenimize sorabiliriz, “Bedenim bunlarla ( Buraya bedeninizi seçtiği belirtileri yazabilirsiniz) bana ne anlatmak istiyorsun?
Aynı sorular ağrılara da uygulanabilir. Ağrının gerçek olduğuna karar verdiğimiz an doğru olduğumuzu kanıtlamak adına onu gerçek yapmaya devam ederiz. Bunun yerine soru sorsak ne olur? Bu sorulardan biri Gary Douglas’ ın önerdiği gibi “ Bedenim bu yoğunlukla bana ne söylemeye çalışıyorsun?” olabilir. Daha önce tanımlayarak ağrı olarak etiketlediğimiz şey yoğunluk olarak ciddi, gerçek ve önem arz etmekten evet, sadece başka ilginç bir bakış açısı olmaya geçer
 “Sahip olduğum bu bakış açısı ilginç bir bakış açısı” yaklaşımı yargılamadan çıkmanın biletidir. Bunu bedenimize nasıl uygulayabiliriz? Bedenimiz hakkında kaç tane yargımız var? Aynada görmekte olduğumuz görüntü gerçekten neye benzediğimiz değil bu yargıların belirlediği görüntüdür.
Eğer bedeninizin her hangi bir parçasıyla ilgili her bir görüş sadece ilginç bir bakış açısı olsaydı bedeninizle ilgili neyi değiştirebilir diniz? Ya bedeninizle ilgili özlemini çektiğiniz değişimi yaratmak bakış açılarınızı değiştirmek kadar kolay olsaydı? Gerçek, bunu gerçekleştirmeye istekli misiniz? Bunu yapmak neye mal olur?
Tüm yaşam bize kolaylıkla, neşeyle ve ihtişamla gelir.
Sevgi ile.
Bilince Erişim - Canan
Bu yazı Access Consciousness™ resmi blog sayfasından sadeleştirilerek tercüme dilmiştir. Yazının aslına ulaşmak için link; http://access-consciousness-blog.com/2012/11/what-if-everything-about-your-body-was-just-an-interesting-point-of-view/

3 Aralık 2012 Pazartesi

KAYNAKLA BAĞLANTI

KAYNAK SİZSİNİZ,

Kaynakla Bağlantının hedefi "Kendi gerçekliğinizin farkına varmanızı sağlamaktır."

Olduğunuz Kaynak, Kudret, Farkındalık, Yaratıcılık, Enerji ve Kontrol OL' maya, kısaca KENDİNİZ OL' maya hazır mısınız?

Seçiminiz bunu uygulamak olsaydı nasıl olurdu?


KAYNAKLA BAĞLANTI size berrak bir zihin kazandıracak, bedende hafiflik ve rahatlık hissetmenizi, neşeli ve sevinçli olmanızı sağlayacaktır. Bu çalışma ile YAŞAMAYA başlarsınız. Sürekli bir YARATIM halinde olursunuz.

Bu çalışma ile acıyı ve üzüntüyü fark ettiğiniz de DEĞİŞTİRME kapasitesine sahip olursunuz. HİÇ KİMSENİN ve HİÇBİR ŞEYİN etkisi altında olmazsınız. Her zaman MUTLULUK YARATMA kapasitesine sahip olursunuz.

KAYNAKLA BAĞLANTI çalışması sayesinde yalnızca KENDİNİZ olursunuz. Yaşamınızı VARSAYIMLA yaratmazsınız. YARATICILIĞINIZ artar... Kendi gerçekliğinizi YARATABİLİRSİNİZ.

Bu çalışma ile FARKINDALIK olursunuz. FARKINDALIĞINIZ genişler. Algınız değişir, kendinizin ve her şeyin HEDİYE olduğunu fark edersiniz.

OL' duğunuz KUDRET olursunuz.

Kaynakla Bağlantı çalışmalarıyla ilgili olarak cananbekdik@hotmail.com adresinden ya da 0532 732 4861 no. lu telefonumdan temas kurarak daha fazla bilgi edinebilirsiniz.

Sevgi ile.
Bilince Erişim
Canan


7 Kasım 2012 Çarşamba

Bilinçli olmak nakit akışınızı değiştirebilir mi? III


Access Consciousness™ un ilginç yönlendirmelerinden biri “biçim verme, şekillendirme ve önemli kılma yok” tur. Biçim verme, şekillendirme ve önem verme yok nasıl olurda paraya uygulanabilir? Access Consciousness™ seminerlerinde bir şeye önem vermekten bahsederken, konu kendimizden daha büyük olan bir bakış açısına sahip olmak şeklinde tanımlanır. Para pek çok kişinin pek çok şeyden çok daha önemli kıldığı bir şeydir. Biliyorsunuz ki bazı politik sistemler bile para üzerine kurulmuşlardır, Kapitalizm gibi.
Bazı durumlarda eğer para hakkında hiçbir bakış açımız olmazsa onu gerçekten önemli kılmamış oluruz. Access Consciousness™ un bu yönlendirmeleri, aynı elmas parçasındaki farklı yontular gibi ya da yeni dalga maneviyatçı tiplerin söylemekten çok hoşlandıkları gibi cennette giden pek çok yol gibi bir örgü bütünlüğü oluştururlar.
Access Consciousness™ kurucusu Gary Douglas’ a göre herhangi bir şeye önemli kılmanın tersi kabul etmektir, onaylamaktır. Gary’ e göre hiçbir şey sizden ve olduğunuz bilinçten daha büyük değildir. Hayatınızda ortaya çıkan her şeyi siz yaratırsınız. İyi haber, bunları yaratan siz olduğunuza göre yarattıklarınızı iptal edip farklı bir şeyler yaratabilirsiniz. Bunun doğru olduğu bilinciyle nasıl olurda herhangi bir şey hatta adı para olan ele geçirilmesi zor canavar bile sizden daha büyük ya da daha güçlü veya daha yaratıcı ya da daha fazla her neyse olabilir?
Ancak gerçekten biçim vermeden, şekillendirmeden ve önemli kılmadan yaşamak bundan çok daha ötededir. Eğer gelirinizin sadece çalıştığınız iş yerinden, maaş bordronuzdan ya da kendi işinizden geldiği gibi bir bakış açınız varsa kendinize parayı kimden, nasıl ve nereden elde edeceğinizden hareketle biçim verme, şekillendirme ve önemli kılma dayatmasıyla kocaman bir kısıtlama yaratıyorsunuz. Çıkarlarınıza gerçekten en faydalı olacak şey bu mu?

Sahip olduğumuz ya da olacağımız paranın işimizden, ebeveynlerimiz öldüğünde miras yoluyla ya da piyangodan kazanarak geldiği veya geleceği herkesin sahip olduğu oldukça ortak bir varsayımdır. Bunun nasıl bir kısıtlama yarattığını görebiliyor musunuz? Para, bizim hiçbir zaman beklemediğimiz her türlü yerden gelebilir.

Access Consciousness™ la ilgilenen bazı kişiler hiç beklemedikleri yerlerden para geldiğini söylemişlerdir. 20 yıl önce ev arkadaş olan kişiden miras kalması, yaşadıkları yerin yönetiminden tamamen istem dışı talep edilmeden gelen gayrimenkul vergi iadesi, konferans düzenlemek için hiçbir zaman düşünmedikleri çok klas bir oteldeki konferans salonu kirasının anlaşma yaptıkları otelin anlaşmayı bozmasına karşılık tazminat olarak ödemesi, uçak biletlerinin I. sınıfa yükseltilmesi ve bütün bunların istemeden olması verilebilecek örneklerden sadece birkaç tanesidir.


Ya para düşündüğünüzden çok daha fazla size benziyorsa? Size neyi yapmanız gerektiği, neye benzemek zorunda olduğunuz ve nereye gitmek zorunda olduğunuzun söylenmesi hoşunuza gidiyor mu? Yoksa bütün olasılıklara ve açılışlara doğru en eğlenceli olanı buluncaya kadar daha akıcı, daha serbest ve anında oluşan, koşulsuz hareket etmeyi mi tercih edersiniz. Eğer bakış açılarınız tarafından para üstüne zorladığınız biçim verme ve şekillendirmeyi ortadan kaldırsanız, para yaşantınıza girmekten daha fazla zevk almaz mıydı?   
Ya o olduğunu düşündüğünüz herhangi bir şey olduğunu varsaymak yerine, paranın sizin hayatınızda kendini nasıl göstermekten hoşlanacağı hakkında sorular sorsaydınız neler olurdu? Örneğin paraya “Seninle bugün ne kadar eğlenebiliriz?” veya “ Bugün veya gelecekte başka hangi yaratıcı yöntemlerle gelip beni bulabilirsin?” benzeri sorular sorsan nasıl olur? Parayı zorladığın biçim verme ve şekillendirmeden kurtardığında işe yarayacak bir başka soru, hatta çok daha fazla işe yarayacak soru “ Hayatıma bugün ve gelecekte çok para yaratacak ne katabilirim? Sorusu dur.
Biçim verme, şekillendirme ve önemli kılma aklın bir işlevidir. Aklımızın tek işlevi zaten bilmekte olduğumuz kısıtlamaları tanımlamaktır. Para hakkındaki kısıtlamaları tanımlamak için aklınızı ne kadar iyi kullanıyorsunuz? Para hakkındaki kısıtlayıcı aklınızı kavurmanın harika bir yöntemi hedefinizi harcayacağınızdan ve hiçbir zaman yeterli olmayandan daha fazla para sahibi olmak üzere oluşturmaktır. Bu kavram, mantığınızın kavrayamayacağı bir kavramdır,  fark ettiniz mi? Kısıtlı aklınızı kavurmanın avantajı zihninizi parayla ilgili güncel sorunları yaratan biçim verme, şekillendirme ve önemli kılma yaratımına son vermek üzere zorlamanızdır. Eğer parayla olan güncel sorunlarınızı aklınızla çözebilseydiniz, bunu çok daha önce çözmüş olmaz mıydınız?
Neden harcayacağınızdan daha çok paraya sahip olmaktan hoşlanacağınızı anlamak çok kolaydır. Ama neden hiçbir zaman yeterli olmayanı hedefliyoruz? Çok basit, yeterli paraya veya yeterli olandan fazla paraya ya da harcayacağınızdan daha fazla paraya sahip olduğunuzda alıp kabul etmeyi ve hatta daha fazla para oluşturacak enerjiyi yaratmayı durdurursunuz. Yani aslında para akışınızı, yeteri kadar sahip olduğunuz kavramıyla biçimlendirmeye zorluyorsunuz. Bu ne kadar delice bir zorlama?
Öyleyse şuna ne dersiniz? Hemen şu anda biçim verme, şekillendirme ve önemli kılmadan kurtulmaya istekli misiniz? Bu neye mal olabilir ki? Eğer mantıklı aklınızla denedikleriniz işe yaramıyorsa kaybedecek 
Bundan daha iyi nasıl olur?
Bu yazı Access Consciousness™ un resmi blog sayfasından kısaltılarak tercüme edilmiştir. Yazının aslına http://access-consciousness-blog.com/2012/09/can-consciousness-change-your-cash-flow-pt-iii/  linkini kullanarak ulaşabilirsiniz.
Bilince Erişim
Canan

15 Ekim 2012 Pazartesi

Bilinçli olmak nakit akışınızı değiştirebilir mi? II

Bugünkü konu Access Consciousness' un diğer önemli yönlendirmelerinden bir olan "Soruda Yaşamak". Bu yönlendirme bir önceki blog konusu "10 ar Saniyelik Seçimlerle Yaşamak" la adeta iç içedir. Soru sormak size olası karlı seçimlerden haberdar olabilmeniz için en fazla bilgiyi verir. Cevaplar - ki bunlara kararlar, yargılamalar ve sonuçlandırmalar da dahildir, kısaca "." ile biten her hangi bir şey daima farkında lığı ve bilgi akışını durdurur.

İşler ve Finansal Başarılar için yapılan yaklaşımların çoğunun formüller ve cevaplara odaklandığının farkında mısınız? Peki bunun artık işe yaramadığının farkında mısınız? Zenginlik ve emekliliğe ulaşma yöntemi olarak formüllere ve çözümlere inanan ancak elde ettikleri tek şeyin inandıkları her şeyin, miktarı ne kadar olursa olsun yatırım bedeli olarak parçalanıp gitmesi ya da tümüyle yok olması olan kaç kişi vardır?

Finansal Başarı yöntemi olarak inandığınız her şeyin artık işe yaramadığını anladığınızda "Soruda Yaşamak" size de daha anlamlı gelmiyor mu?

Kim en fazla para oluşturabilir, "her zaman yaptıkları gibi" yapanlar mı yoksa "bilinen sınırların dışında" düşünenler mi? "Bilinen sınırların dışında" düşünmek her şeyi sorgulamanın bir başka şekilde tanımlanması değil mi? Bütün büyük buluşlar ve yenilikler "böyle gelmiş böyle gider" diyerek statükoyu korumak yerine soru sormakla oluşmadı mı?

Size burada nakit akışınızı ve öz varlıklarınız arttıracak bazı soru örnekleri vermek istiyorum;

* Burada daha başka ne olasıdır?
* Bu uğraşı gelir akışına nasıl dönüşür?
* Henüz farkında olamadığım fırsatlar nerede?
* Bundan da daha iyi nasıl olur?
* Sonsuz olasılıklarım nelerdir? (Bunu istediğiniz her konuda sorabilirsiniz)
* Bunu elde etmek neye mal olur? (Burada elde etmek istediğiniz ne ise onun adını verebilirsiniz)
* Bunun benim hayal edebileceğimden de daha iyi oluşması neye mal olur?

Görünüşte zararlıymış gibi olan bir soru "Bunda doğru olan nedir ki elde edemiyorum?" bakış açılarınızı değiştirebilir, buna bağlı olarak her durumda para oluşturabilecek potansiyeller önünüze çıkabilir.

Her tanımlama bir tür cevap ve kısıtlamadır. Ortaya çıkanı ne kadar az tanımlamaya çalışırsanız o kadar daha fazla olasılık ortaya çıkacaktır. Uluslararası bir medya kuruluşunun CEO' su olarak ideal olan çözümü tanımladığınızda ya daha daha eğlenceli, daha fazla "siz" olan ve finansal olarak daha karlı bir olasılık ortaya çıkarsa ne yaparsınız? En azından oradaki potansiyeli görmek yeteneğinizi kullanır mısınız yoksa bunu istediğinizin tam olarak bu olmadığını söyleyerek geri mi çevirir siniz?

Bu araçları sadece cesur olanlar kullanabilir. Bu araç diğerlerine bir yamaçtan paraşütsüz atlamak gibi gözükür. Ama hangisinin daha fazla para oluşturma kapasitesi vardır, gözü pek olanın mı yoksa bildiklerinin ötesini araştırmayan ihtiyatlı kişiler mi? Gerçekten hangisi? Bu aracı kullanma cesaretiniz var mı?

SONSUZ OLASILIKLARIMIZ NELERDİR?

Bu yazı Access Consciousness Resmi Blog sayfasından alıntı yapılıp sadeleştirilerek tercüme edilmiştir. Yazının aslını  http://access-consciousness-blog.com/2012/08/can-consciousness-change-your-cash-flow-pt-ii/ linkini kullanarak okuyabilirsiniz.

Sevgi ile.
Bilince Erişim

Canan

 

9 Ekim 2012 Salı

Bilinçli olmak nakit akışınızı değiştirebilir mi?

Access Consciousness' un temel yönlendirmelerinden biri "10 ar Saniyelik Seçimlerle Yaşamak" tır. 10 ar saniyelik seçimlerle yaşamanın nakit akışına ne tür katkıları olabilir? Farkında mısınız gezegenimizde finansman, iş hayatı ve yatırımlarla ilgili her şey ne kadar süratle değişiyor?  Birdenbire o ana kadar doğru olduğuna inandığınız pek çok şeyin gerçekte yanlış veya o isteminiz dışında size empoze edilmiş olduğunu anlıyorsunuz.

Finansal kararlarınızı antik doğrular mı yoksa konvansiyonel olan ve zamanla test edilmiş akılcı kararlara dayanarak mı veriyorsunuz?

Zamanın günümüzde olduğu gibi çok hızla değiştiği süreçlerde 10 ar saniyelik seçimlerin yaratacağı esnekliğe dayanılarak verilecek kararların verimli olma olasılığı çok daha fazla değil midir? 1930 lu yıllarda dünyada yaşanan büyük ekonomik çöküntüde, tarihte bir daha eşi görülmeyen biçimde çok sayıda ortaya çıkan milyoner sayısı bunun bir kanıtıdır. Çok açıktır ki parayı yaratanlar öylesi kritik zamanlarda olasılıkları görebilmişler, bazıları da sadece kısıtlamaları görmüşlerdir. Yeni ve değişen koşullara ve olasılıklara karşı kim daha fazla ekipmana sahip olabilir, zaten bu gibi durumlarda ne yapacaklarına önceden karar vermiş olanlar mı yoksa soru sormaya hazır olup yönlerini koşulların talep ettiği yöne çevirenler mi?

10 ar saniyelik seçimlerde yaşamanın diğer bir yararı yaşam boyu sürecek doğru kararı verme ağır sorumluluğundan kurtulmaktır. Access Consciousness' un kurucusu Gary Douglas yaşamımızın bir parçası olan finansal konularda " Pek çoğumuz Yüzüklerin Efendisi kararı - her şeyi yönetecek tek kararı, vermeye çalışmaktadır." der.

Alacağımız kararın sonsuza dek devam etmesini beklediğimiz için doğru seçimi yapma konusunda çok ağır bir baskı altında kalırız. Buradaki zorluk bir şeyi iyi ya da kötü olarak etiketlemek için muazzam oranda yargılama yapmak gerekmektedir. Ancak sahip olduğumuz kendi kendimizi kısıtlamanın en önemli  nedeni de işte bu yargılarımızdır. İki tarafı keskin bıçak gibi doğru kararı vermek adına yaptığımız yargılama, para elde etmek üzere aradığımız fırsatları kısıtlamaktadır.

10 ar saniyelik seçimlerle yaşamanın bize vereceği hediye bir seçim yapabilir ve bu seçimin yarattığı farkında lığı izlersiniz ve daha sonraki 10 saniye için yeni bir seçim yaparsınız. Seçimler farkındalık yaratır ve daha fazla farkındalık sana para elde etmekte dahil olmak üzere çok daha fazla olasılıklar sağlar.

Yüzüklerin Efendisi filmindeki seçime çok dikkat edin, bir seçim yaptığınızda sizi rahatsız ediyorsa ve size herhangi bir şekilde doğru gelmiyorsa bu durum, yaptığınız bu seçimden elde ettiğiniz farkındalık tan gelmektedir.

Şimdi daha fazla farkında lığa sahipsiniz artık yeni seçimler yapmak için 10 ar saniyelik seçimleri denemeye başlayabilir siniz. En iyi seçiminizin bu olmadığının farkına vardığınızda bu seçime yapışmak zorunda değilsiniz.

Bundan daha iyi nasıl olur?

Bilince Erişim
Canan




Bu yazı ASccess Consciousness' un resmi blog sayfasından sadeleştirilerek ve kısaltılarak tercüme edilmiştir. Yazının aslına http://access-consciousness-blog.com/2012/08/can-consciousness-change-your-cash-flow-pt-ii/ linkini kullanarak ulaşabilirsiniz.   

5 Haziran 2012 Salı

Nasıl Para Olunur?


NASIL PARA OLUNUR?
Paraya verdiğiniz bakış açıları haricinde sizinle para arasında fark yoktur. Ve siz paraya bakış açıları veriyorsunuz. Çünkü başkalarının bakış açılarını benimsediniz. Eğer finansal durumunuzu değiştirecekseniz, hayatınızda para olan şeyi değiştireceksiniz. Olduğunuz şeyi , sahip olacağınız şeyi OL malısınız. Sizde, içinizde olmayan bir şeye hiç sahip olamazsınız. Parayı eğer varlığınızın dışındaki yerlerde görürseniz, ona hiç sahip olamazsınız.ve sizin bakış açınıza göre asla yeterince para olmaz..

PARA OLMAYA GÖNÜLLÜ MÜSÜNÜZ ??


Yer: İstanbul Kalamış

Tarih:09.06.2012 Cumartesi

Saat:12:00— 16:00





Daha detaylı bilgi için cananbekdik@hotmail.com e-posta adresinden veya 0216 336 2527 begin_of_the_skype_highlighting            0216 336 2527      end_of_the_skype_highlighting ya da 0532 732 4861 begin_of_the_skype_highlighting            0532 732 4861      end_of_the_skype_highlighting no.lu telefonları kullanarak temas kurabilirsiniz.

Bundan daha iyi nasıl olur?
Canan